June 2, 2007

saçların yanar


ayak parmaklarımın arasındaki kurumuş kumları temizlerken neden bir madende çalışmaktan son anda vazgeçtiğim geldi aklıma. değişik bir şeyler hissedeceğim kesindi madende, ama ömrümü görsellikle geçiriyordum ben. bunu sen söylemiştin. zamanımı geçirirken bazen zevk aldığım oluyorsa eğer, o da sırf göğü, suyu ve diğerlerini görebilmemden kaynaklanıyormuş. güneş batarken, odanın duvarına ve birazcık da yüzüme düşen kırmızı ışık olmasa hastalanırmışım.
ben madene gitmek üzereydim ve senin yüzünü neredeyse göremiyordum çünkü kendimi alıştırmam gerekiyordu madene ve lambalar sönüktü. uzun bir süredir güneş battıktan sonra lambaları yakmıyorduk. karşımda oturmuştun ayaklarını altına aldın ve ilk kez maden işçiliğinin bana göre olmadığını söyledin. renksizlik beni bitirirmiş. bunları söylerken parmaklarının arasında kalmış çorap pamuklarını çıkarmaya başlamıştın bir yandan.
konuşman sona erince yavaşça koltuğumdan kalkıp odadaki iki lambayı da yaktım. nasıl olsa birazdan merdivenleri çıkardın ve saçların peşinden gelirdi.
henüz dönmek için çok erken.
bir poşet dolusu balık.

No comments: