May 23, 2007

dur


sabaha karşı dışarı çıktığımda tayfunu bahçede ıslık çalarken buldum. evin duvarına sırtını yaslamıştı. beni görünce ıslık çalmayı bir süre kesti. ne zaman biter dedi. fazla sürmeyecek dedim zaten birazdan ortalık ısınır. hırkamın altında kalan saçlarımı dışarı çıkarıp bahçeden çıktım. her an bitebilirdi artık. birazdan ıslık çalmayı da kesecekti tayfun. elimdeki poşete gelince, içinde henüz bir şey yoktu ve artık bitmek üzereydi. arkamdan koşarak tayfunun gelmesini beklemiyordum ama gelse ne iyi olurdu. gelmesine de gerek yoktu seslense bile yeterdi onu duyabilirdim ne de olsa daha sabah olmamıştı. ayaklarım daha ıslaktı. hepimiz dursak diye geçirdi tayfun içinden ve ıslık çalmayı bıraktı. ben elimdeki poşedi bıraktım rüzgar bahçeye doğru uçurdu onu .tayfun ayaklarının ucundaki poşeti aldı ve arkamdan koştu elimden tutup beni eve geri götürdü. üzerimi örtmeden önce poşeti başıma sardı. kahvaltı hazır olunca bana sesleneceğini söyledi. henüz her şey için çok erkendi.

No comments: