March 31, 2007

gömü


"bu bir tuzak olabilir mi? bilmiyorum ama bir an önce buradan çıkmalıyız." kaptan yüksek sesle gazetenin devamı yarınlı çizgi roman bölümünü okuyorken ben bahçeye yeni bir çukur açmakla meşgulüm. periyodik aralıklarla bahçeyi kısım kısım kazarak tayfunun yıllar önce kendi deyimiyle buraya bir yere gömdüğü fotoğraf albümümüzü bulmaya çalışıyorum. albümü bulmak için yanıp tutuştuğum falan yok, sadece içinde kaptan ın gelmiş geçmiş en güzel fotoğrafını barındıran albümün kaybolmasıyla birlikte kendisinin tayfuna karşı başlattığı asık surat eyleminin artık bir son bulmasını istiyorum. kaptan bir daha öyle bir fotoğrafının çekilemeyeceğini söylüyor. o ışığın, o anın tekrarlanması imkansızmış; ayakkabılarının rengi, saçının alnında bıraktığı gölgesi kusursuz gibi bir şeymiş. tayfununsa daha geçerli bir sebebi varmış albümü gömmek için, kaptandan gizli gizli okuduğu mistik sanatlarla ilgili bir kitapta, çok sevdiğiniz birinin çok sevdiği bir eşyasını toprağa gömmenin o kişinin ruhunun mertebesini en üst seviyeye yükseltmek için yeterli olduğu yazılıymış. ben tayfunun olağanüstü seviyedeki yorum becerisiyle kitapta yazılanları kendince yorumladığına inanıyorum.
albümü bulmak pek umrumda olmadığı gibi kaptan la tayfun arasında olanlar da beni hiç ilgilendirmiyor. tek ilgilendiğim, bahçenin kendisi, çukurların kapatıldıktan sonraki halleri ve kaptanın okuduğu çizgi romanın bir tuzakla son bulup bulmayacağı.
ben bunları düşünürken, gazetesini apar topar katlayan kaptan, ayakkabılarını bir yana fırlattı ve öyle bir fotoğrafın çekilmesinin ne kadar güç olduğuna içten içe inanmadığımızı suratlarımıza haykırdı. artık eskisi gibi gür değildi saçları.

No comments: